İZMİR – Türk Halk Müziği bestecisi, söz yazarı ve yorumcusu Neşet Ertaş İzmir’de tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.
Önceki hafta rahatsızlanarak yakınları tarafından hastaneye kaldırılan ve onkoloji servisinde tedavi altına alınan Ertaş, dün yoğun bakım servisine kaldırılmıştı.
Ertaş’ı tedavisi süresince eşi Seyhan, çocukları Döne, Canan ve Hüseyin Ertaş yalnız bırakmadı.
Neşet Ertaş, geçtiğimiz hafta öldüğüne dair haberlerin çıkması üzerine sosyal paylaşım sitesi Twitterdan açıklama yapmıştı. Ertaş, hayranlarına "Merak etmeyin, iyiyim" diye seslenmişti.
YOLCUMUZU UĞURLADIK
Medical Park İzmir Hastanesi Genel Müdürü Veysi Kubba ve Onkoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uğur Yılmaz da ile Neşet Ertaşın ailesi gazetecilere açıklama yaptı.
Veysi Kubba, kendisini ağırlamaktan onur duyduklarını belirterek, ”Bugün maalesef değerli halk ozanımızı kaybettik” diye konuştu.
Ertaş’ın tedavisini yapan hastanenin Onkoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Uğur Yılmaz da ”İleri bir kanseri vardı. Bu sabah 08.45’te kendisini kaybettik” diye konuştu.
Babasının Türkiye’ye malolmuş bir sanatçı olduğunu kaydeden Hüseyin Ertaş, Acımız daha taze, haberi yeni aldık. ”Bizim babamızda ama Türkiye’nin abisi, babası, kardeşiydi. Hastane yetkililerine teşekkür borçluyuz. Yolcumuzu bugün uğurladık" diye konuştu.
BABASININ AYAK UCUNA DEFNEDİLECEK
Hüseyin Ertaş, "Cenazesini Kırşehir’e götüreceğiz. Babası Muharrem Ertaş’ın yanına defnedilmeyi istemişti. En kısa zamanda cenazeyi götüreceğiz’ dedi.
Neşet Ertaş’ın kardeşi Necati Ertaş ise, ağabeyinin Kırşehir’de defnedileceğini kaydederek, ”(Babamın ayak ucuna defnedin) demişti” ifadelerini kullandı.
Ertaş, halk ozanı olan babası Muharrem Ertaş’ın Kırşehir’deki mezarının yanına defnedilecek.
BAĞLAMAYLA İLKOKULDA TANIŞTI
Bağlama ve türkü deyince akla ilk gelen isimlerden Neşet Ertaş, 1938’de Kırşehir’de doğdu.
Çocukluğu Kırtıllar köyünde geçen Ertaş, müzikle babası saz ustası Muharrem Ertaş sayesinde ilkokul yıllarında tanıştı.
Önce keman, ardından bağlama çalmayı öğrendi. Babasıyla birlikte yörenin düğünlerinde saz çalıp türkü söylemeye başladı.
Profesyonel müzik hayatına 1950’li yılların sonunda İstanbul’a gidişiyle başladı.
İlk plağı "Neden Garip Ötersin Bülbül"ü işte bu yıllarda kaydetti. Çok sevilen plağın ardından yenileri geldi, konserler başladı.
Halk ozanı bir süre sonra yeniden İç Anadolu’ya döndü ve Ankara’ya yerleşti.
23 YIL SONRA TÜRKİYE’YE DÖNDÜ
Sağlık sorunları nedeniyle kardeşinin yanına, Almanya’ya giden Ertaş’ın 23 yıllık vatan hasreti de başlamış oldu.
2000 yılında İstanbul’da verdiği konserle yeniden ülkesinde sahneye döndü.
Gurbet yıllarında kendisine Erdoğan Atakar tarafından takılan "Bozkırın Tezenesi" lakabı halk ozanıyla adeta bütünleşti.
Süleyman Demirel zamanında kendisine sunulan ‘devlet sanatçılığı’ unvanını; "Halkın sanatçısı olarak kalmak, benim için en büyük mutluluk" diyerek geri çevirdi.
UNESCO tarafından "yaşayan insan hazinesi" kabul edilen Ertaş, İTÜ Devlet Konservatuarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görüldü.
NTVHaber’den alıntıdır.
Keyfimüzik.net olarak rahmetle anıyoruz…
Buradan, İzmir Müzisyenler Derneği’nin vedasına ulaşabilirsiniz
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.